20 Ekim 2015 Salı

Bizim Stilimiz Yokstar


Elime çayımı aldım tv karşısına geçtim. Açtım tv'yi ve işte benim stilim...

Başladım seyretmeye. Yanlış kanalı açıp açmadığımı kontrol ettim-tereddüt ettim:
"Norveç'te miyim yoksa İsveç'te miyim diye? Başladım sormaya kendime, "Milli geliri yüksek bir ülkede mi yaşıyoruz?" diye...

Yarışmacı isimleri Türkçe olduğuna göre Türkiye'de yaşadığıma karar verdim.
15 tane falan genç kız!
Kabul etmek gerekir ki, hepsi birbirinden şık ve birbirinden güzel...

 Jüri desen, onlarda gayet kendinden emin bir hava var. Sunucu desen işinin ustası, evet. Dediğim gibi, başladım seyretmeye: Tek tek podyumda yürümeye başladılar. Geliyorlar... Jürinin karşısına geçiyorlar ve fiyatları sıralıyorlar: Ayakkabı 500, kaban 400, gömlek 200, pantolon 150, çanta 500... Jüride bunların kombinasyonlarına çeşitli puanlar veriyor, ama yüksek ama düşük...

Ha sonra, kızlarımız tartışıyor da bazen. Ama yüksek seviyede ama düşük... Bazen hakaret derecesine de varıyor. Belki de format gereği böyledir, şimdi yurt dışındaki orijinal formatını bilmiyorum... Bu arada hesapladım da bir asgari ücret ya da bir emekli maaşı bir kızın üzerindeki kıyafet seçkisini satın almaya yetmiyor...



Artık yenisi mi eskisi mi bilmem, başka bir ülke daha var ama. Hem de bu da televizyonlarda:

Bunun ismi "Bizim Stilimiz Yokstar"




Mesela Ankara'da katledilen üniversite öğrencisi. İzlemişsinizdir, spor ayakkabıları yırtıktı. E hatırlamıyor musunuz Karaman Ermenek madenlerinde evladını kaybeden Recep amcanın lastik ayakkabılarını?



Sonra mesela, çocukları şehit düşen gözü yaşlı ve terlikli anamız...
 Ve niceleri...
 Üniversite okurken doğru dürüst giyinemeyen zar zor okuyan gençlerimiz...
 Onları okutan anne babaları... Benim tanıdığım insanlar da var; pazarlardan ikinci el kıyafet alan insanlar bunlar...

 Yani, ya biz yanlış tanıyoruz çevremizi ya da bu yarışmadakiler başka yerlerde yaşıyor. Gerçekliğin nüfuz etmediği bir stüdyo ortamındalar galiba...

 Halkımız kendisi giyemediklerini gösterdiği için mi bu programa ilgi duyuyor. "Bende olsa da" giysem demek için mi seyrediyor? Spor otomobilli gençlerin başrollerinde olduğu zengin dizileri de aynı nedenle mi bu kadar çok tutuyor?...

 Acunu kutlamak lazım: Nasıl oluyor da programı bu kadar reyting yapıyor değil mi?
 İleride sosyologlar araştırır, belki ders diye okutulur okullarda...

 Belki Bizim Stilimiz Yokstar formatı da ilgisini çeker, ama formatı yurt dışında olmadığı için vazgeçer. Hem reytingi için garanti veremem...

İşte bazen de kendime kızıyorum: "Ne çok sorguluyorsun" diyorum. "E boş ver, tadını çıkar" diye ikna etmeye çalışıyorum kendimi.

Olmaz, yapamam. Onlarca anket yaptım sokakta, anket dışında da birçok soru sordum onlara. Sormaya-sorgulamaya alıştım...

Sadece seyretmek istemiyorum!

yazan Seyhan Dural 20*10*2015