24 Ekim 2018 Çarşamba

CAPS


CAPS
-

izmatik insanlarda böyle bir şey var. Onlar bizim gibi mütevazı bir surata sahip vatandaşlardan daha farklı tutuyorlar telefonu. Mesela zamanında, Kuzey Güney dizisinde Kıvanç Tatlıtuğ’un oynadığı Kuzey karakteri de telefonu tek parmakla tutuyordu. Kıvanç tabii “yerli karizmatikler ersiniz” diye açıklama yapmak zorunda kalmıştı. Evet, biz öyle tutmayalım! Çünkü biz karizmatik değiliz v
” listesinin en başında yer aldığı için tek parmağı yetiyordu
cihazı tutmasına. Hatta kendisine özenen sıradan vatandaşlar da telefonlarıyla o şekilde konuşmaya başlamış, akım olmuştu bu. Daha sonra Kıvanç kadar yakışıklı olmayan bir akademisyen çıkarak “Telefonu öyle tutarsanız radyasyon y!
-Bir takım kareler yakaladım-

Yollar gidişime,kızlar tutuşuma hasta.


Erkenci Kuş dizisinin 16. bölümüne, Can Divit karakterini canlandıran Can Yaman’ın telefon tutuşu damga vurdu. “Neden telefonu 3 parmakla tutabilecekken 5 parmağımla tutayım ki?” diyordu sanki duruşuyla. Bu çok yakışıklı ve kar e radyasyon yeriz.


evin O Yaş Türkiye

diyordu. Galiba yarışmanın Kadırgalısı, O Ses Türkiye’nin ağır ablası olduğu için öyle ağlaması gerekiyordu. Ama işte, bence ağlama performansı daha iyi olduğu için, yarışmacı Hadise’yi seçti. Seda Sayan kendini çok gösteremedi. Oysaki “Anneeem”

 başladı ve “Evde yemek yoksa dışarıdan yer, doyurmak lazım” tarzında bir şey dedi. Çok özgün bir benzetme ve muazzam bir tespitti doğrusu! Yalnız aklıma takıldı; diyelim ki 18+ film derken, cinsel içerikli bir şeyden değil de korku filmin
Görseldeki, Hayatta Her Şey Var isimli bir programda şmacıların onu da seçmesini istiyorsa bu tip performanslar sergilemekten korkmamalıydı! “Kadın” dizisini izleyerek biraz ağlama provası yapmalıydı…
den bahsediliyor. Onun da 18+’sı var çünkü. Misal “slasher” diye bir film türü var: Katil karakter affedersin herkesi keser, doğ
O Ses Türkiye’nin son bölümlerinden birinde bir yarışmacı, Orhan Ölmez’in Damla Damla şarkısını söylerken jüri üyeleri Hadise ve Seda Sayan gözyaşlarını tutamadı. Ben ise daha çok Seda Sayan’a takıldım. İki koltuk ötesindeki Hadise ağlamaktan kendini paralarken Seda Sayan mimiksiz bir şekilde duruyor ve gözyaşları damla damla süzülüyordu. Sanki balmumu bir Seda Sayan heykelinin gözünden mucize bir şekilde yaşlar sorulan bir soru. Programdaki uzman abla “Herhalde açık saçık filmlerden bahsediyor” diyerek söze rar, kıyıma uğratır. Belki adam bunu izliyor! O zaman da herifin gözü dışarıda olmasın diye birbirlerini mi doğramaları gerekiyor? Benim sorum da bu...
deymiş gibi ağıt yakarak ağlayabilirdi. Yarı

Saçıyla çok fazla oynacom klip
 gibi bir şey…
Sibel Can’ın yeni albümünün çıkış şarkısı Yeni Aşkım’a yakın zamanda bir klip çekildi. Ama nasıl klip? Öyle özensiz bir klip ki, koca 3 buçuk dakika boyunca sadece iki olay gerçekleşiyor. Birincisi, Sibel Can yemyeşil kıyafetiyle palmiyeli bir yoldan yürüyor. İkincisi, şaşalı bir evin önünde durarak her zamanki işveleriyle kameraya bakıyor. Herhalde klip yönetmeni mekanı görmüş ve hemen Sibel Can’ı arayarak “Sibel Hanım çabuk gelin de gün batmadan şunu çekek” demiş. (Bence böyle bir şeyin yönetmeni “çekek” diye konuşur.) Klipte bir de şunu fark ettim: Sibel Can sürekli bize bakıp saçını düzeltiyor. Hatta yanlış saymadıysam, tam 14 kere önündeki saçlarını çeşitli parmak hareketleriyle arkaya atıyor. Yani, “Mutluyum yanında / Yeni Aşkım” nakaratının yer aldığı parçayı dinlerken şunu düşünebiliriz: Sibel Can mutlu bir aşka başladığında uyor...


@duraladam
mdural@zaytung