3 Ocak 2016 Pazar

Devlet Sanatçısı Seçilmek İstemeyen Halkın Sanatçısı: Neşet Ertaş

Neşet Ertaş 1938'de Kırşehir'de doğmuştur.

Mesleği ozanlıktır.

Enstrümanları bağlama, tambur, kemandır.

1957'de İstanbul'a gelir.
23 yıl radyoda program yapar.
2016'da UNESCO'nun yaşayan insan hazinesi ilan edilir.

Babası halk ozanı Muharrem Ertaş'tır.

Üç çocuğu vardır. 'Bozkırın tezenesi' olarak anılır


Neşet Ertaş küçük yaşında annesini kaybeder. Çocuk yaşta köye göçerler.
Çocukluğunda düğünlerde babasıyla birlikte saz çalar. Çocukluğu köyde, yoksulluk içinde geçer.

1957'de İstanbul'a gelir  İlk  kaseti (neden garip garip ötersin bülbül) çıkarır.
23 yıl radyoda program yapar. 45'e yakın kaset ve plak çıkarmıştır. Besteleri ve güfteleri vardır. Bir çok ünlü sanatçı kendisinin türkülerini okumuştur. Gönül Dağı, Neredesin Sen, Züluf şarkıları yıldız şarkıcıların albümlerinde gezerken, dillerimizde dolaşırken acaba kaç kişi kendisinin hakkı olan telif ücretini ödemiştir?

Ertaş, Devlet Sanatçısı ödülünü  almamış, ayrımcılık olduğunu düşünmüştür ve ben halkın sanatçısıyım, demiştir. Devlet Sanatçısı ödülünün yerine 2006'da TBMM üstün hizmet ödülü verilmiştir.
Türkülerin son kıtasında kendi soy isminin yerine Garip mahlasını kullanmıştır. Kendisi bunun nedenini şöyle açıklamaktadır:

Soyadı yokken bize garipler derlermiş. Biz garip, yani ezilmiş, hor görülmüş, abdal diye
aşağılanmışız. O Gariplik ben de kaldı...

Neşet Ertaş yaklaşık 20 yıl Almanya'da kalır.

Kırşehir'de çiçeklerin, ovaların içinde yetişerek abdallık geleneğinin son büyük temsilcisi olmuştur.
"Bozkırın tezenesi" sazını adeta konuşturmuş
 bozlak havasının babası olmuştur.

Türkülerin her zaman dilimizde olacak. Ender sanatçılarımızdan..
 
Büyük usta mekanın cennet olsun

Yazan Seyhan Dural
3.01.2016 tarihinde yazılmıştır


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder